Aralık 21, 2013
Abdi İbrahim ülkenin tarihsel ve kültürel mirasına sahip çıkıyor
Türk ilaç sektörünün asırlık şirketi Abdi İbrahim, Edirne'de, İkinci Beyazıt Külliyesi'nin Darüşşifa ve Tıp medresesi yapıları içinde hizmet veren, Trakya Üniversitesi bünyesindeki "Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi’ni restore ederek milli değerlerimize sahip çıkıyor.
1 asırlık tarihiyle, tıbba ve insanlığa hizmet eden Abdi İbrahim, 5 asırlık II. Bayezid külliyesini restore ederek, geçmişten gelen kıymetli değerlerin geleceğe taşınmasına destek veriyor.
Edirne Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi Restorasyon Projesi’nin protokol imza töreni T.C. Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, Edirne Valisi Hasan Duruer, Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yener Yörük ve Abdi İbrahim Başkanı Nezih Barut’un katılımıyla 21 Aralık Cumartesi günü Edirne’de gerçekleşti.
Cumhuriyet’in doğuşuna tanıklık etmiş sektörün köklü kuruluşu Abdi İbrahim, Türk kültürüne ve hizmet verdiği sektörün tarihi değerlerine sahip çıkmak ve katkı sağlamak adına önemli bir sosyal sorumluluk projesini hayata geçiriyor.
Abdi İbrahim, Türkiye'yi Avrupa'ya bağlayan, kültürel mirasımızın en yoğun hissedildiği Edirne’de Sultan II. Bayezid Külliyesi içinde yer alan Sağlık Müzesi’ni restore etme kararı aldı.
Kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarını; eğitim, kültür–sanat, toplum sağlığı ve çevre ekseninde yapılandıran Türk ilaç sektörünün asırlık şirketi Abdi İbrahim, projeye destek olarak, kültürel mirasın gelecek nesillere aktarılmasına ve toplumun entelektüel sermayesinin gelişimine katkı sağlamayı hedefliyor.
1 asırlık tarihiyle, tıbba ve insanlığa hizmet eden Abdi İbrahim, 5 asırlık II. Bayezid Külliyesini restore ederek sağlık tarihimizin de gün ışığına çıkmasına destek veriyor.
T.C. Trakya Üniversitesi bünyesinde faaliyetini sürdüren Sağlık Müzesi’nin restorasyon çalışmalarına, T.C. Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, Edirne Valisi Hasan Duruer, Trakya Üniversitesi Rektörü Dr. Yener Yörük ve Abdi İbrahim Başkanı Nezih Barut’un katıldığı protokol imza töreni ile başlandı.
Abdi İbrahim Başkanı Nezih Barut, “Bir asrı aşkındır tıbba ve insanlığa hizmet misyonu ile çalışan bir şirket olarak içinde doğup büyüdüğümüz bu topluma teşekkür borçlu olduğumuza yürekten inanıyoruz. Bu inançla bugüne kadar kazandıklarımızı her zaman ülkemize fayda sağlayacak yatırımlar için kullandık. Bu sayede uluslararası rekabet gücüne sahip, insana, çevreye, toplumsal değerlere saygılı ve duyarlı bir şirket haline geldik. Sağlık tarihimize ve kültürel varlıklarımıza verdiğimiz değerin göstergesi olarak, 5 asırlık muazzam bir tarihi geçmişe sahip "Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi" restorasyonunu gerçekleştirmekten onur duyuyoruz.” dedi.
Barut “Tıp bilim tarihinin en önemli izlerini taşıyan bu hazinenin restorasyon projesine destek olarak tarihe yolculuk ediyoruz. Geçmiş değerlerimizin gelecekte de yaşatılmasını sağlayarak toplumumuzun entelektüel sermayesine ve kültürel gelişimine katkı sağlamayı hedefliyoruz. Şirketlerin ana faaliyetlerine ek olarak, içinde doğup büyüdüğü bu toprakların tarihine, insanına ve geleceğine sahip çıkması gerektiğine inanıyorum. Gelecek nesillere ülkemizin tarihsel hazinesinin, kültürel varlıklarının aktarılması ve yaşatılmasını önemsiyorum. Dileğim, bu ülkenin değerlerinden güç alarak bugünlere gelen şirketlerin; duyarlılıkla, sorumlu bir yaklaşımla geçmişten gelen hazinelerimize sahip çıkması ve bu tip projelerin desteklenerek sayılarının çoğalmasıdır.’’ şeklinde konuştu.
Barut sözlerine şöyle devam etti; “Sayın T.C. Sağlık Bakanımızın protokol törenine teşriflerinden dolayı büyük memnuniyet duyduk ve güç aldık. Bugüne kadar birçok kıymetli tarihsel varlığımızın yaşatılmasına katkılar sağlayan Sayın Valimiz ile bu projede birlikte çalışmak da bizim için bir ayrıcalık. Diğer yandan Trakya Üniversitesi bünyesindeki bu müstesna hazineye sahip çıkma fırsatı veren Sayın Rektörümüze şükranlarımızı sunuyoruz. Proje hazırlık sürecinde bizden desteklerini esirgemeyen Edirne Gönüllülerine de ayrıca teşekkür ederiz.”
Edirne Sultan II. Bayezid Külliyesi Hakkında
II. Bayezid Külliyesi, Sultan II. Bayezid tarafından 1484-1488 yıllarında darrüşşifa olarak kullanılmak üzere Mimar Hayreddin'e yaptırılmıştır.
Darüşşifa ve bitişiğindeki Tıp Medresesi, II. Bayezid'in 1484 yılında Akkirman seferlerinden elde ettiği ganimet gelirleri ile 1484-1488 yılları arasında yaptırılan külliyenin birer parçasıydı.
Külliye içinde 1488'den beri yer alan darüşşifa (hastane), 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'na kadar aralıksız 400 yıl boyunca önceleri her türlü hastaya; sonraları sadece ruh ve akıl hastalarına hizmet vermiş bir sağlık kuruluşudur. 1877-1878 Osmanlı - Rus Savaşı’nda Edirne işgale uğradığında içindeki hastalar İstanbul’a gönderildi. 1896 yılında şifahane onarım gördü ve bir süre daha ruh hastalarının tecrit edilmesinde kullanıldı. 1916’ya kadar hizmet vermeyi sürdürdü.
Darüşşifa'da tedavi hizmeti ücretsiz verilmekteydi. Medresede okuyan öğrenciler, darüşşifadaki uzman hekimler yanında yetiştirilmekteydi.
Geçmişte hastalarının müzik, su sesi ve güzel kokularla tedavi edildikleri bu tarihi mekân, 1997 yılından bu yana Trakya Üniversitesi tarafından sağlık müzesi olarak düzenlenmiş.
Külliyenin, camii hariç diğer bölümleri Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1984 yılında Trakya Üniversitesi'ne devredilmiştir. Bir süre Trakya Üniversitesi Edirne Meslek Yüksekokulu'nun Restorasyon ve Duvar Süsleme Bölümleri burada eğitim öğretimini sürdürmüştür.
Darüşşifanın, Trakya Üniversitesi bünyesinde Sağlık Müzesi’ne dönüştürülmesi çalışmalarına ise 1993 yılında başlanmış ve Kültür Bakanlığı'nın 11.04.1997 tarihli onayı ile müze olması resmileşmiştir.
Ruh Hastalarını Readaptasyon Derneği'nin katkılarıyla 2000 yılında Şifahane kısmı, Psikiyatri Tarihi Bölümü olarak düzenlenmiştir. Tıp Medresesi, Uluslararası Rotary 2420.Bölge Guvarnörlüğü iş birliği ile müzenin bir parçası olarak düzenlenerek 2008 yılında hizmete girdi. Hizmete açılan bu bölümde ziyaretçiler 15. yüzyılın tıp eğitimine bir zaman yolculuğuna çıkarılmaktadır.
Sağlık Müzesi, Avrupa’da 2004 yılında "Yılın Müzesi" ödülünü alırken, Edirne’de yabancılar tarafından en çok ziyaret edilen tarihi bir mekan haline geldi.
Müzeyi oluşturan yapılardan darüşşifa, iki avlu ve şifahane olmak üzere üç bölümden oluşur:
• Birinci avluda, poliklinikler (göz mütehassısı, cerrah, nöbetçi odaları), kiler, özel diyet mutfağı, bekçi odaları, akıl hastaları tecrit odası, ilaç olarak kullanılan şurupların pişirildiği mutfak ve personel odaları bulunurdu.
• İkinci avluda 4 oda ve 2 sofa bulunur. Geçmişte odalardan ikisi ilaç deposu ve eczane olarak, diğer ikisi de üst düzey personelin kullanımına tahsis edilmişti.
• Şifahane bölümü, hastanenin yataklı kısmıdır. Bu bölüm 6 kışlık oda ile 5 açık sofadan oluşmaktadır. Sofalardan 4'ü yazlık yatak odası biri de musiki sahnesidir. Odalar ve sahne büyük ve yüksek bir kubbeyle örtülü şadırvanlı bir salon etrafında çevrelenmiştir. Odaların dış bahçeye, iç salona açılan pencereleri vardır. Ortadaki büyük kubbenin tepesindeki fenerden gelen ışık iç mekânı aydınlatır ve havayı, pis kokuları dışarı atar. Bir merkez çevresinde toplanmış hasta odaları az personelle hizmet verilmesini sağlar. Personel tüm odaları kolaylıkla gözetleyebilir ve gereğince acil olan hastaların yardımına koşarlar. Bu bölümün yapısında akustik sistemi de oldukça hassastır. Haftada üç gün verilen musiki konserleri yankılanmadan binanın her tarafından rahatça dinlenebilir.
Tıp Medresesi, 18 öğrenci odası, bir dershane ve bunların açıldığı bir orta avludan oluşur. Bu bölüm bekçi odası, öğrenci odaları, uygulamalı eğitim odası, müderris odası, dershane ve kütüphane olarak mankenlerle canlandırılmıştır.
ABDİ İBRAHİM HAKKINDA:
Abdi İbrahim, 1912 yılından bu yana güçlü vizyonu dinamik yapısı ve çağdaş bakış açısıyla toplum sağlığının iyileştirilmesi için çalışmaktadır. Türkiye ilaç sektörünün lideri olan Abdi İbrahim; 3.400’e yakın nitelikli insan gücüyle sektördeki en yüksek istihdamı yaratan ve en geniş satış kadrosuna sahip ilaç firmasıdır. Türkiye’nin akredite olmuş ilk Ar-Ge merkezini kuran Abdi İbrahim, her yıl cirosunun %5’ini Ar-Ge’ye ayırmaktadır. Portföyündeki 160 marka, 350 milyon kutu üretim kapasitesi ve 30’a yakın lisansör ile başarısını uluslararası platformlara da taşıyarak 30’dan fazla ülkeye ihracat gerçekleştirmektedir. İnsana ve çevreye duyarlılık bilinciyle hareket eden Abdi İbrahim 2010 yılında Küresel İlkeler Sözleşmesi Global Compact’a imza atarak, tüm faaliyetlerini güvenilirlik, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri ile yürütmektedir. 100. yılında “Akılcı İlaç Kullanımı Kampanyası”nı hayata geçiren Abdi İbrahim, kampanya ile toplum sağlığı ve ülke ekonomisi açısından önem taşıyan bilinçsiz ilaç kullanımı konusunda, toplumsal farkındalık düzeyini artırmayı ve uzun vadede davranış değişikliği yaratabilmeyi amaçlıyor. www.abdiibrahim.com.tr