ONKOLOJİ

PROSTAT KANSERİ Prostat kanseri nedir?

Prostat, erkeklerde idrar kesesi çıkımı ile idrar kanalı arasında bulunan ve idrar kanalını çepeçevre saran bir bezdir. Yaşın ilerlemesiyle birlikte bu bezin sıklıkla rastlanılan iki hastalığı ortaya çıkmaktadır. Bunlardan biri iyi huylu prostat büyümesi olan BPH iken diğeri prostat kanseridir. Prostat kanseri yavaş ilerleyen, erken evrede yakalandığında uygun tedavi yöntemleri ile kür sağlanabilen bir kanser türüdür.

Prostat kanseri görülme sıklığı nedir?

Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre her yıl dünyada yaklaşık bir milyon üç yüz bin yeni prostat kanseri vakası görülürken bu sayı Türkiye için on yedi bin üç yüzdür.

Prostat kanseri risk faktörleri nelerdir?

En önemli iki risk faktörü kalıtım ve ileri yaştır. Ailesinde prostat kanseri olan kişilerde prostat kanserine yakalanma riski topluma göre daha fazla iken yine yaş arttıkça da prostat kanserine yakalanma riski artmaktadır. Bunun dışında yağlı besinlerden zengin diyet, sigara kullanımı, cinsel yolla bulaşan hastalıklar gibi risk faktörleri de prostat kanseri oluşumunda rol alabilmektedir.

Prostat kanseri tanısı nasıl konur?

Prostat kanseri idrar yaparken zorlanma, idrarda kan görme, idrar yaparken yanma, kemik tutulumuna bağlı bel ve sırt ağrısı gibi belirtilerle kendini gösterebilirse de genellikle başlangıçta hiçbir semptom vermemektedir. Genel olarak, 50 yaşından itibaren her erkeğin (ailesinde prostat kanseri öyküsü olanların 45 yaşından itibaren) yılda bir prostat kanserine yönelik muayene ve PSA (kan tahlilinde bakılır, prostat kanseri tanı ve takibinde kullanılır) yaptırması önerilmektedir. Şüphe duyulduğunda hastalardan ultrason eşliğinde prostat biyopsisi alınarak prostat kanseri tanısı konulabilmektedir.

Prostat kanseri tedavisi nasıl yapılır?

Prostat kanseri tanısı konulması sonrasında hemen her kanserde olduğu gibi hastalığın evrelemesi yapılır. Kanser prostatta sınırlıysa cerrahi ya da radyoterapi uygulanabilirken, metastaz yapmış hastalıkta hormonal tedavi ile birlikte kemoterapi kullanılabilmektedir.

MEME KANSERİ Meme kanseri nedir?

Meme kanseri, genellikle kadınlarda nadiren de erkeklerde görülebilen, meme dokusunda süt kanallarında ya da süt üretiminin yapıldığı kısımdaki hücrelerin kontrolsüz ve sürekli çoğalmasıyla oluşan bir hastalıktır. Memede sınırlı olabileceği gibi zamanla vücudun diğer bölgelerine de yayılabilmektedir. En sık metastaz yaptığı yer kemikler, beyin, karaciğer ve akciğerdir.

Meme kanseri görülme sıklığı nedir?

Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre her yıl dünyada yaklaşık iki milyon yüz bin yeni meme kanseri vakası görülürken bu sayı Türkiye için yirmi iki bindir. Hem dünyada hem Türkiye’de meme kanseri kadınlarda en sık gözlenen kanserdir.

Meme kanseri risk faktörleri nelerdir?

Kadın olmak, ileri yaş, ailede meme kanseri olması, hastada daha önce de meme kanseri olması, beyaz ırk, dens meme yani yağ dokusu az bez yapısı fazla olan memeye sahip olmak, erken yaşta adet görmek, geç yaşta menapoza girmek, göğüse yoğun radyasyon almak, obezite, kırmızı et ve ağdan zengin diyet, sigara ve alkol kullanımı meme kanserinin görülme sıklığını arttıran risk faktörleri arasında sayılabilmektedir.

Meme kanseri tanısı nasıl konur?

Meme kanserinde ilk belirti genellikle memede sertlik veya kitle ortaya çıkmasıdır. Bunun dışında meme başından akıntı, meme başında çekilme, meme başında kabuklanma gibi şekil bozuklukları, koltuk altında şişlik gibi bulgular olabilir. Meme kanserini tanısı ne kadar erken konursa tedaviden fayda görme şansı da o kadar yüksek olur. Burada kendi kendine elle muayene önem kazanmaktadır. Genellikle 40 yaşından sonra da kadınların yılda bir kez mamografi çektirmeleri önerilmektedir. Şüphelenilen durumlarda tanı için mamografi, ultrasonografi, MR gibi tetkikler kullanılabilmektedir. Kanserin kesin tanısı şüphelenilen alandan yapılacak biyopsi ile konabilmektedir.

Meme kanseri tedavisi nasıl yapılır?

Tedavi seçenekleri kanserin büyüklüğü, yayılma durumu, hastanın fiziksel durumu, yaşı ve tercihine göre çeşitlilik göstermektedir. Kullanılan tedaviler cerrahi, radyoterapi (ışın tedavisi), hormon tedavisi, kemoterapi, biyolojik tedavi, destekleyici tedavi başlıkları altında incelenmektedir.

KOLOREKTAL KANSER Kolorektal kanser nedir?

Kolorektal kanser, kolon yani kalın bağırsak ve rektum yani kalın bağırsağın son 15 cm.lik kısmının kanserlerine verilen addır. Kolon ve rektum kanserleri daha kolay söylenebilmesi amacıyla kolorektal kanserler olarak isimlendirilirler.

Kolorektal kanser görülme sıklığı nedir?

Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre her yıl dünyada yaklaşık bir milyon sekiz yüz elli bin yeni kolorektal kanser vakası görülürken bu sayı Türkiye için yirmi bindir. Dünyada ve Türkiye’de en sık gözlenen üçüncü kanserdir.

Kolorektal kanser risk faktörleri nelerdir?

Aşırı kilolu olmak, fiziksel olarak aktif olmamak, fazla miktarda kırmızı et tüketmek, sigara, alkol, ileri yaş, kalın bağırsak polipleri, ülseratif kolit veya Crohn hastalığı gibi inflamatuar bağırsak hastalıkları, bazı kalıtsal bozukluklar, kadınlarda meme, yumurtalık ve rahim kanseri öyküsü, geçirilmiş bağırsak kanseri öyküsü, aile öyküsü risk faktörleri arasında sayılabilmektedir.

Kolorektal kanser tanısı nasıl konur?

Erken dönemde belirti vermezken ilerleyen dönemde bağırsak alışkanlıklarında değişiklik, dışkılama sonrası tam rahatlayamama hissi, dışkıda kan görülmesi, nedensiz kilo kaybı, iştahsızlık, karın ağrısı, güçsüzlük ve yorgunluk gibi belirtiler verebilmektedir. Kolorektal kanserler çoğunlukla bu bölgede gelişen poliplerden kaynaklanmaktadır. Bu sebeple tarama erken teşhis konması ve henüz kanserleşmeden bu poliplerin saptanabilmesi açısından büyük önem kazanmıştır. Ailesinde bağırsak kanseri olmayan ve hiçbir yakınması olmayan kişilerde kolonoskopi taraması günümüzde 50 yaşından itibaren önerilmektedir. Herhangi bir polip görülmediği durumda 10 yılda bir tekrarlanması gerekir. Polip saptanması durumunda polibin sayısı ve patolojik tipine göre kolonoskopiler 1-3-5 ya da 10 yıl aralıklarla yapılır. Aile öyküsü olan kişilerde bu taramanın 40 yaşından itibaren yapılması önerilir. Ailede genetik geçişli polip sendromları olan kişilerde 15-18 yaşından itibaren tarama önerilmektedir.

Kanserin tanısı endoskopik işlemler sırasında alınan doku örneklemesiyle konulmaktadır. Hastalığın tanısı kesinleştiğinde görüntüleme yöntemleriyle evrelemesi yapılmaktadır. Tespit edilen evreye göre de tedavi planlaması yapılır.

Kolorektal kanser tedavisi nasıl yapılır?

Kullanılabilecek tedavi yöntemleri cerrahi, kemoterapi, radyoterapi başlıkları altında incelenebilir.

Kolorektal kanserden korunabilmek için zamanı geldiğinde taramanın aksatılmaması, sağlıklı kiloda olmak, kırmızı et tüketimini azaltarak sebze meyve ağırlıklı beslenmek, posa içeriği yüksek gıdalar tüketmek, spor yapmak ve sigara, alkol gibi kötü alışkanlıklardan uzak durmak gerekir.